21 Mart 2012 Çarşamba

W

wherefare:iş burada
will take:ecek,acak
writ of summons:celpname
warm up:sıtmak
where as:halbuki
weakling:cılız kimse,iradesi zayıf
went after:peşinden gitmek
wonder:hayret,şaşırma,mucize
whereeas:bağ, oysa,iken, ..ken,halbuki
wrapping:özel ambalaj, sarma
wranding:hata
without:...siz, sız, meden, dıştan
witness:şahit, ..aleyhte
wired:telli,kablolu
widow:dul
will full:arzu dolu
work permit:işizni
wrongfull:haksız
where fare:böylece
whom:ki onlar
waived:feragat etmek
will be garanted:bırakılacak
witheld:tutulmuş
waranties and indomnities:kefalet ve tazminat
wholly:tam olarak
witnessed:meşhud, şahitli
without a jury:jurisiz
winger:açık kanat oyuncusu
world view:uluslararası
whistle:düdük
workship:namaz
was served:tebliğ edildi
work for:için çalışma
whether:olup olmadığı
withdraw:geri çekilmek, feshetmek
widely:yaygın olarak
wrongfull lien:haksız tedbir

V

very urgent.çok acil
venue:yetkili mahkeme, yer açısından yetki
vendor:satıcı
verdict:hüküm karar
vaque:belirsiz
variations:değişmek, farklılık göstermek
voluntarily.kendi isteğiyle
valuation:değerleme
vessel:gemi
vicarious liability:temsil sorumluluğu 3.kişiye karşı
violently:şiddetle
vacate:terk etmek
vialation:tecavüz
virtually:gerçek
vests:kalır
violence:şiddet
void:hükümsüz,geçersiz
value:değer
versatil:çok yönlü, girişken
violating:ihlal
volved:karışmak
vece versa:tersine, aksine, karşılık olarak
voyage:yolculuk
venues:güzel yer
vending:satış
verified:teyid edilmiş
vary:değiştirmek,

U

unexpectedly:beklenilmeden, beklenilmeyen ani
unanthedox:farklı, alışılmışın dışında
universal:evrensel
unbearable:çekilmez, dayanılmaz
upan hearing:duruşma üzerine
undertaking:taahhüt eden
unless:madıkça
ususfructory:intifa hakkı
undersigned:altında imzası olan
ultravires act:yetki aşımı
unforeseen circumtanses:öngörülemez şartlar
uprising:ayaklanma
unlawful:hukukdışı
unassaible:doğruluğundan kuşkulanılamaz
unenfoceable:icraya verilemez, uygulanamaz
unconditionality:kayıtsız, şartsız
unmodufied:değiştirilmemiş
unduly:yersiz, aşırı derecede
unbliking:gözünü kırpmadan bakmak
uncontested:anlaşmalı
unfair dismissal:haksız işten atılma
uphold:karar almak
undermine:altını kazmak
untested:denenmemiş
unwilling:isteksiz
unreasonably:makul olmayan
unjustified:meşru olmayan

T

tribunal:hakim makamı,mahkeme
thunder:gök gürlemesi,gümbürtü
terminatestion:bitirmek, sonlandırıcı
talent:kabiliyet, yetenek
therefore:o nedenle,bunedenle,iş burada
task:görev
temporary custody:geçici velayet
treated/treat of:bahsetmek,ele almak,görüşmek
this matter:bu konu
to stay:durdurma
title:tapu
that each party:her iki taraf
therapeutic:tedavi edici
take notice:dikkate alın
talents:kabileyet,yetenek
tenant:kiracı,kiralamak
tort:haksız fiil
trade:ticaret, iş
testify:tanıklık, açıklama
through:arasından,boyunca
thorough:tam,asaslı
took the wiew:kanate ulaştı
to bereconcilid:sulh olmak
turning:çevirmek
timber:marangozluk
to ban:yasaklamak
to loan:kredi vermek
to ward:karşı
to seek:araştırma
to dprive:yoksun
throne:taht
tearing:yırtılmak
thus:böylece
this means that:bunun anlamı
take out:al git
treaty:antlaşma
transaction:işlemler, toplantı notları
the subject and the scope:kapsam ve konu
title of:mühür
topics:tema
transferred:devretti
therwith:iş burada, aynı zamanda
to represent me:beni temsilen
the form herein of to set fort:aşağıda belirtildiği gibi
tender:sunmak,arzetmek
trouble shooting:sorun giderme
term:mühlet,terim
torn out:ortaya çıktı
targeted:hedeflemek
transformation:dönüşüm
there of:şu kapsamda
trade secret:ticari sır
to be effective:etkili olmak
tract of land:arazi parçası
threat:gözdağı
time draft:vadeli poliçe
trust:güven, vakıf
trustee:mütevelli heyeti, yönetici
trust principal:esas mal varlığı
testamentory trust:vasiyete bağlı vakıf
thus:böylece
though:gerçi,her nekadar
the judgement:hüküm
to deal:ele almak, ilgilenmek
threat:tehdit
tuition:okul parası
triers:yargılayanlar,seçmek
testimony:tanıklık,şehadet
turning dawn:azaldı
tournament:turnuva
though:rağmen
trivial issue:güçler dengesi
trying:deneme,sıkıcı
trak:yol
tootpick:kürdan
training:contract:staj, avukat pratik eğitim anlaşması
to be based somevhere:yerleşmiş olmak
thigh:kasık
tusless:heyacansız
threating:tehdit
trespars:el atma
test to be applied:uygulanabilirlik testi
through:vasıtası ile
transaction:işlem
therefare:bu nedenle

19 Mart 2012 Pazartesi

S

sap:su
self defance:meşru müdafa
see off:yolcu etmek, uğurlamak
samanes:benzerlik
selfish:bencil
seperation:ayrılık
source:kaynak,köken
summons:celp
solicitor:duruşmaya çıkmayan tavsiye veren hukukçu
sequel:to fellow,devam,sonuç
shapeless:biçimsiz
statutory:kanun
shall:bağlayıcı
spouse:eş, koca
solveney:tasviye
spousal support:bakım nafakası
serve:tebliğ, tebliğ etme
subsititue service:evde başkasına tebliğ
structure:yapı
satisfactorily:tatmin edici
statment of claim:iddianın açıklanması
sufficient:yeterli, kafi
scriverse:yazmak
sceptical:kuşkulu
subscribe:alt yazı
sustain:ayakta durmak, kaldırmak
summary proceeding:basit muhakeme usulü
saddened:kederlendirmek
subject matter of the case:davanın kanusu
space:alan
statement:beyan,bildiri
swear:yemin
summons:celpname
state:ifade,beyan
seldom:nadir
set out:düzenleme,el koyma
sicness:hastalık
scheme:plan yapmak, düzenlemek
subsequent:sonraki
suggest:ileri sürmek
separate:çözüm
sustained:zarar
seek:aramak, araştırmak
suit:dava
sufficient:yeterli
sue:dava açmak
sustain:desdekler
smuggle:kaçakçılık
syndicates:monopol, kartel, sendika
screening:ayrıntılı
specify:belirtmek
stipulate:şart koşmak,anlaşma
set out:belli bir amaçla yola çıkmak
signature verification:imza sirküleri
set up:kurmak
share transfer:hisse senedi devri
scope:kapsam
supsequent:sonradan gelen, sonraki
satisfaction:tatmin
specific legacy:muayyen mal vasiyeti
stalking:saklama,durdurma
stalking victim:yasaklı, kurban,mağdur
stay away:uzak durmak
submitted:teklif etmek,beyan, düzenlemek
subject:konu, özne, bağımlı olmak
surveillance:gözetim,göz altı, gizlice inceleme
specialty:özel
steam:buhar
scope:kapsam,ölçek
shambles:karışık,harbe
stripe:çizgi
stand:durmak
sound graund:gerekçe,işin doğrusu
stemmed:hevenk,gövde,sap
sinner:günahkar
strict:muhafazakar,sert,katı
special resolution:özel kararlar
subsequent selling:müteakip satış
suggest:öneri
statement:sunum
supplementary:tamamlayıcı, destekleyici
subject to:e tabi, tabi
silent partnership:komanditer ortak
sole praprietorship:şahis şirketi
supervision:denetim
sustain:destek olmak, dayanmak, tedarik
scrap:hurda, parça
surveyor:teftiş eden
souvenir:hatıra
scold:azarlamak
substantive law:mer-i hukuk
sleeves:el bileziği, kol düzeni
supply:sağlamak, temin etmek
subject:tabi
stated:beyan
superficialy:yüzeysel
several:müteselsil
subject matter:konu
servant:hizmetler
secured creditor:rehinli alacak
straight:güvenilir, düzenli
stance:pozisyon
stake:durum, güç
stalking:sap, gizlice yaklaşma
summarily:resmi muamele,beklemeden, süratle
statutory rape:reşit olmayanın ırzına geçme
sentence:ceza
statutory aggravator:ağırlaştırıcı sebeb
sweetheard deal:tatlı anlaşma
sentencing hearing:mahkumiyet duruşması
somewhat:bir bakıma
supplement:desdeklemek
suspicions:şüphe
structure:yapı
spearheaded:öncü
severalty:mütesesil
sperately:ayrı ayrı
survivor:yaşayan
sole:tek
suitable:uygun,doğru
subsiiary:ilave, alt
shall be governed:yönetilebilir
sole an execution:icrai satış
seal:mühür
summary:özet
sheriff's sale:icradan satış
sole on execution:icrai satış
survey:kadostro
sigint draft:görüldüğünde (ibrazında)ödenir poliçe
sufficient:yeterli
signature of drawer:keşidecinin imzası
specified:belirginleştirmek
since:şayet
serve:hizmet
setting forth:ortaya koymak, takdir
should be funded:fonlanmalı
stipulation:mutabakat
setter:vakfeden
spentrift:savurganlık
spray trust:dağıtım
seperate:ayırmak
shipment:yollama,navlun
saved:korunmuş
saddle:eğer,semer
successor:halef
shall:ecek,acak
shall deal:ele alınacak
sufficient:yeterli
such time:belirli vakit
support:iştirak nafakası
seperated:ayrıldılar
servis of summons:celpname
substitued service:ikame tebligat(başkasına)
status:medeni hal, durum
such cases:söz konusu dava
stricture:sıkıntı
section:bölüm, paragraf
supply:tedarik, esneklik
selfish:bencil, egoist
substitude:yerine getirme, değiştirme, vekil
sacrifice:fedakar
set forth:tam açıklamak, ilerlmek
substantial:sağlam, önemli (kanıt vb.)
substantive:maddi hukuk
sustain:muhafaza, desdek
subsequent:takip, sonradan gelen
so far:şimdiye kadar
stpulate:mütabakat
set on:odaklandı
stage:sahne
sold out:satılmış
successor:halef
sort out:ayıklamak
settling:çözmek
speaker of parlement:meclis başkanı
sacrificing:feda
screen:ekran
stability:istikrar
sense:anlayış
seeking:aramak
shell:kabuk
spooked:büyülenmek
sums:tutar, hüküm vermek
sel-sufficiency:kendikendine yeterlilik
semi:yarı
struct down:reddetti
shield:kalkan
striker:şutçu
scared:korkmak
scholor:uzman
squad:ekip
should reflect:yansıtmalı
rought:çare
stuff:memur
semi annual:yarı yıl
shinding:gürültülü
stretching:uzanmak
segment:parça
self employed:serbest çalışan
skill:yetenek
storting claim:dava açma
starts the claim:dava açma
supplied:vermek,sağlamak
smoll claimss court:tüketici mahkemesi
sick pay:hastalık ödemesi
stand for:..adına, durmak
suspension:askıya alma, durma , geçici durum
seat:sandalya
squender:çarçur
shaped.biçimlendirildi
struggle:mücadele
subjected:maruz kaldı
software:yazılım
seed:tohum
sense:algı
side:taraf
so colled:sözde
spouse:eş
stocking:stoklama
selecting:seçme
shipping:nakliye
stiation:durum
satisfy:razı etmek
specifications:şartname
suggested:ileri sürmek, ortaya atmak

Q

qualified:sınavı kazanmış
question:sorgulama
quardion at litem:geçici vasi
quardion:vasi
quality determination:kalite tesbiti
quarum:oylama oranı
quarterly:üç aylık
quite:tam
quantum:miktar, nicelik
quick profit:hızlı kar
quantiti:miktar, çokluk

14 Mart 2012 Çarşamba

R

raising:yükseltmek,kaldırmak
reference:kaynak
rather:...metense,den ziyade,tercih etmek
resident:ikamet
ran into.girme, düşmek, e rastlamak
reconciliation:yeniden uzlaşma
respondent:davalı
regardless:nazarı dikkate almaksızın
refer:kabul
reject:red
respondent:davalı,cevap veren
rapid:hızlı,çabuk
rules of civil prosedure:medeni usül hukukunun kuralları
revolutionary:devrimci
receives:olmak
relieved:rahatlamış
repaid:geri ödemek
reveals:göstermek
rest:dinlenmek,bütün delillerin anlatılması,dayanmak
rotten:çürük
replace:değiştirmek
restrich:kısmak, daraltmak
redress:doğrultmak
recent:en son
remedy:çare
reconcilid:karıştırmak, aralarını bulmak
respond:cevap
responsibility:sorumluluk
resembles:benzemek,andırmak
remaining:geri kalan
received:kaldırmak,taşımak,kabul etmek
real estate:emlak
related:ilgili
reign:saltanat,devir,egemenlik
resavatin:saklı
relatives:dair,ilişkin,akraba
reciprocity:mütekabiliyet
rescued:kurtuluş, kurtarma
restriction:sınırlama
resigned:feragat,istifa
regisrated:kaydedildi
remerkable:dikkate değer
restriction:tehdit,yatırım, sınırlama
required:gerekli
responsible:sorumlu, mes'ul
rate:faiz
relevant:ilgili
repayment:geriye ödeme
reputation:ün,şöhret,reddetme
reosanable attorney fee:makul avukatlık ücreti
relief:ferahlatma,yardım
revacation:ortadan kaldırmak
restrained:sınırlandırılmış
retail:ayrıntılı, parakende
refined:ince, rafine edilmiş
replenishment:ikmal, dolduran şey
resolved:karar verildi
remuneration:hakediş
rediemable shares:geri alınabilir
route :rota,yol
registration of shareholders:paydaşlığın tescili
role of shareholders:hisse senedi sahiplerinin rölü
reading report:okuyarak sunmak
relating:anlatmak,ilişki
release:ibra
resolition:kesin karar
regarding:ilgili
retification:ciro
request:iş burada
reccipt:alındı
rust:pas
reimbursed:geri verilecek para
refer:bakmak,atıf
requirement:icap, koşul gerek
revenue:ilk değerlendirme yetki
retification:onay, onaylama
respondeat superior:sorumlu üst
replaced:yenisiyle değiştirilmiş
regarding:hakkında, ait
ranks:sırada
render:vermek, kılmak
robbery:hırsızlık
restraining order:kısıtlama kararı
rape shild laws:cinsel saldırıdan korunma hukuku
received:aldı
rewiew:gözden geçirme
refusul:red
rate:saymak
regrettable:üzücü,pişmanlık verici
release conditions:tahliye şartları
request:talep
refrained:engelledi
redness:kızarıklık
renovations:yenileme
renowned:ünlü
regarded:addedilen
rate:kıymet biçmek
rate of payment:geri ödeme oranı
referred:adfedilir.
royalties:teklif hakları
reduced:indigemek
reproduction:yeniden üretme
remainder:baki kalan
reparts and payment:rapor ve ödemeler
regard:nazarı dikkate almak
reliction:tedrici azalma
redemption:kurtarma,kurtarılma
reason:sebeb
reosanable inqury:makul soru, araştırma
render:karşılık olarak vermek
readily:isteyerek, itirazsız
refer:atıfta bulunmak
rectongular:dört köşeli
respect to:...ile ilgili
revocable:geri alınabilir
request:talep
rewiew:gözden geçirme
remaining:baki
respond:cevap vermek
revokable:geri alınabilir
reminisce:hatırlamak
robbery:hırsızlık
real defense:mutlak def-i
run off:beraberliği çözücü, yarış başlatma
restrictive defense:kısıtlayacı def-i
refuse:red
ruin:bozulmak, yıkmak
red bud:kırmızı tomurcuk
remaining:bakiye kalan
record:kayıt zabıt
rested upon:üzerine dayanmak
rebut:çürütmek (delilleri)
relativ:ilgili
required:gerektirmek
regard:dikkatli bakmak,saymak
rejecting:geri çevirme,reddetme
retention:tutma,akılda tutma
reconcile:uzlaştırma, barıştırma
repudiated:reddetme, tanımama
runs to:baliğ olmak
rentition:ifade, yorum, teslim, icra
renewall:yenileme
require:...e ihtiyacı olmak,gerektirmek
reverse:ters, arka geri
rendes:kılmak, duruma getirmek
reversed:bozuldu
remended:iade edildi
recapture:yeniden ele geçirme
rail road:demiryolu
requirement:ihtiyaç
role:görev,işlev
re interpretation:yeniden yorumlama
respect:ilgisi olmak, riayet etmek
repercussions:eğilim
reconciliation:uzlaşma
resonant:ses
revolutionary wars:kurtuluş savaşı
resugent:etki
repeatedly:ısrarla
right of audience:savunmak hakkı
receives:tebellüğ
redundancy:fazlalık, artıklık
represent:temsil
rather than:daha çok
referee:hakem
relly:dayanmak
rulet that:karar vermek
reperation:tazminat
relactant:istek
restraint:kısıtlama
register:tescil
refrain:engelleme
reasonables:makul
remitted:geri gönderme
retrieval:kontrol düzeltme

13 Mart 2012 Salı

P

pension:emeklilik aylığı,pansiyon
producer:üretici,yapımcı,prodüktor
plantiff:davacı
preventing:engelleme
petitioner:davacı
pointed out:dokunaklı,anlamlı, sert,yerinde
pleasurable:zevk veren, hoşa giden
preserve:korumak,saklamak
permit:izin vermek
preparing:hazırlamak
privacy:kişisel gizlilik,mahremiyet
permanency;süreklilik, devamlılık
put off:ertelemek, çıkarmak, vazgeçmek, yolcu indirme
probate:vasiyetname
peculiarity:özellik, alışılmamış olma
power of attorney:vekaletname
persuading:rıza ikna
purpose:amaç, maksat
particulary:özellik
preliminary:hazırlık
proximate couse:müessir sebeb(zararı doğuran)
people international:yuppi
provission:koşul, şart
proper and eduqauate:uygun,makul
premarital contract:evlilik öncesi sözleşme
proved:ispat
proxy marriage:vekaleten evlilik
persistent:ısrarla sürdürmek
petition:dilekçe
place of abade:posta aldğı yer
present:mevcut
petitioner:davacı
plantiff:davacı
proceeding:usuli işlemler
perform:ifa
participate:e katılmak, ortak olmak, katılmak
properly:uygun,esaslı
possess:malik
presuasive:ikna, inandırıcı
persuade:ikna etmek
permanent:kalıcı
praise worthy:övülmeye değer
proved:ispat
progressed:ilerleme
provide:sağlamak
plain:sade, düz
plumber:su tesisatçısı
probable couse:hükme gidecek sebeb
pursue:izlemek,kovalamak
predict:öngörmek
proceeding act:usul hukuku
post:direk
personel service:şahsa tebliğ
privacy:gizli,özel
presenting:sunum
perished:perişan etme
prepaid:ön ödeme
plain clothes:sivil giysi
probable couse:kuvvetli şüphe
principle:prensip
presecutor:savcı
pose:durma
preliminary hearing:sulh ceza mahkemesinde duruşma, sorgu,hazırlık duruşması
properly:mamelek
prosention:kovuşturma
permanently:daima
priority area:öncelikli alan
purchoser:alıcı
proposed:önerilmiş
plea bargainning:savunma pazarlığı
precedent:emsal
phrase:cümlecik
provident:şartlı
particular actions:özel davalar
permission:talep izin
proprietor:malik, g.menkul maliki
policy:poliçe
punisable:cezalandırılabilir
party:taraf
pre emtive bid:bir şirkete yapılmış teklifi caydırmak için yapılmış teklif
pass:geçmek
prevail:yenmek,üstün gelmek
pertinent:uygun
prevail against smt:birşeye üstün gelmek
prepare.hazırlamak
prevailing conditions:mevcut şartlar
proposition:edat
prevailing opininion:gerekli genel kanı
partner:otak
pre emptive right:ön alım hakkı
pearl:inci
proposed:önerdi
possion:tutku
process:tebligat
pendencye:derdestlik
pre scribed:önceden
pending:derdest
paint of law:hukuki nokta
pirated:korsan
permit:izin
provisions of special law:özet kanun hükümleri
participated:katılınmış
proof of residance:ikamet senedi
plus interest:artı faiz
pursuant to:e..uygun olarak
punitive damages:cezalandırıcı tazminat
proof:belge delil
pay a fee:mahkeme harcı
pecuniary gift:para ödülü hibe
predeceased:birinden önce ölmek
presence:huzurunda:
permanent:daimi, dahilinde
prosecuting attorney:savcı
preference:tercih
pursuant to:e-göre
provinces:bölgeler
purchase:kazanmak,almak
price:bedel
preference shares:tercihli senet
proxy:vekaleten
preferred stock:imtiyazlı hisse
presentation:sunuş
preamble:giriş,önsöz
prospectives:muhtemel,beklenen
prospectives client:beklenen müşteri
principal agent:genel temsilci
principal:ana fabrika
proof of claim:bir iddianın ispatlanması
preferences:yeğlenen
prorate:orantılı dağıtma
proved:ispatlanmış
persuade.ikna
presumptive:karine
plea:savunma
public defender:savcı
plain:düz sade
propation:deneme
prosecute:dava takibi
pursuit:takip
preserve:koruma
premier:önde gelen
prepanderance of evidence:ağırlıklı delil
prurient interest:cinsel fayda
partition occurs:izale-i şuyu
possession:zilyetlik
publisher:yayıncı, yayın evi
prepublication reviev:ön yayın incelemesi
paperback edition:ciltsiz baskı
privilege:imtiyaz, ayrıcalık
pantomime:sessiz
public domain:kamu malı
part:parça
plat:arsa çap
payee:lehtar
portable:taşınabilir
principal:vekalet veren, başlıca, asıl
proceed.ilerleme
personal defense:şahsi def-i
promissory note:senet
possibility:olanak
purport:göstermek, bildirmek, anlam
proverb:atasözü
perpetuites:devamlılık
pod:gonca
poppies:hint keneviri
postive:mera
postponed:erteleme
publication:yayım, karar
pleading a case:davanın savunması
proxmity:yakınlık
properly:uygun şekilde
preceding:önceki
permitted:izin,fırsat vermek
prolong:sürdürme, uzatma
possessed:sahip olmak
possible:mümkün, imkan dahilinde
possessed with:niyetli,azimli
provisions:erzak, ahkam
parental:ebeveynlik
prejudice:ön yargı,haksız hüküm
predicated:tahmin
presented:sunum
probate court.sulh hukuk mah.
praises:övgü
prominent:önemli
present:mevcudiyet
pioncer:önde giden
proving:sağlama
purchase:satın alma
participate:iştirak,katılma
procedural perspective:usuli
particular:çok özel
populism:halkçılık
preach:ibadet
petitioner:dilekçe veren
prose:kendisi takip eden
perse:kendiliğinden
pillar:sütun
pilgrimage:hac
pleading:savunma
practise:uygulama
prosecute:soruşturma
prosedure:usuli işlem süreci

12 Mart 2012 Pazartesi

O

order:karar
own:malik
oath:yemin
on behalf:..in adına, namına
overcharged:fazla, fiyat istemek, fazla yüklemek
on gress:toplanma
operation:çalışma
overtime:fazla mesai
obeying:fiayet etmek, tabi olmak
oppotunity:fırsat
origin:menşe-i
opproprium:rezalet, aşağılama
opposite parties:tarafların karşılıkları
oppressive:zalim
opressive manger:ezici bir tarzda
overrule:geçersiz kılmak
orphanage:yetim yurdu
on or abailt:itibariyle
obligations:yükümlülükler
obiliterating:iptal
offering:icap
ordinary shares:adi senet
object:amaç
out of capital:sermayeden ödenmiş, temettü
operating ogrement:işletme anlaşması
ostensible:görünüşteki
ongoing:devam
offender:suçlu
overage:ortalama
occupancy:tutma, oturma
obscenity;pornagrafi
outlive:sağ kalan, birinden daha uzun ömürlü olmak
of free coples:yazara verilecek nüsha
overstock:stok fazlası
obtained:elde eder
obsolute:kesin mutlak
opinion:karar
on and of player:bir oynayıp bir oynamayan
one tenth:onda bir
on the contrary:buna karşlıkık
obedient:ona bağlı, medya
oust:dışlamak
owe:ödünç,borç olmak
officially state:resmi olarak
obeyed:kabul
out of no think:bitmiş olanı çıkarma
outrageous:küstahça
obalition:kaldırma
obectively:nesnelce

N

negotiability:ciro edilebilirlik
negotiable instrument:kıymatli evrak
negotions:müzakereler
nomination:adaylık, tayin
namely:bizatihi
notices:ihtarname
nomatic:göçebe
nominee:aday
non support:evlilik vecibelerinin yerine getirmeme
notice of service of process:tebligat bildiriminin usulu
notice of hearing:duruşma çağrısı, celp ihtarname
nolo centere:suçun kabulü
non suit:davanın reddi. vaçgeçilme
notification based:bildirim temelli
nonfeasence:iş yapmayan, görev yapmayan
novelty:yenileme
note:kağıt
negation:inkar
notes:senet
necessities:ihtiyaç
not conclude:tanımlanamaz
no fault divorce:anlaşmalı boşanma

8 Mart 2012 Perşembe

M

mysteries :esrar,bilinmeyen, sır
magistrates court:sulh ceza mahkemesi
male(melicius)şeytani düşünce, kötü düşünce
maim:organ kesme
mayhem:müessir fiil, sakatlama
morewer.bundan başka, ayrıca
memorandum:muhtıra,nota, sözleşme belgesi
motivation:saik
most commonly:oldukça
mediation:ara bulucuk
motion:talep,rayiha
missing:atlanmış,eksik
misnomer:isim yokluğu
motion:önerge, hareket, dilekçe vermek
moion fo judgement on the pleading.davalının cevabı
misjoinder:yanlış müdahale
maker:düzenleyici
made by thercourt:mahkeme tarafından
motion to dismiss:red talebi, dilekçesi
motion to strike:red ve ortadan kaldırma
motion for judgement on the pleading:sovunma üzerine hüküm
make sure:teyid
money had and receivedBbir kimseye ödenmiş haksız olarak karşlığı alınmamış para
merchandising:mal alım satımı ve diğer işler
meeting minutes:toplantı saati
minuaten.zabıt
miscellaneous:diğer hükümler,değişik hükümler
mission:görev
misfeansance:görevi kötüye kullanma
moderator:arabulucu,başkan
member:aza
momerandum:değerlendirme
merchandise:ticari eşya
means:araç
most serious:en ciddi
measure:dedbir,sınır, ölçü
moreover:dahada fazla
miscegenation:ırkların karışması
multi ownership:çok sahipli
mind games:akıl oyunları
mass market:toplu pazarlama
mortgager:banka
mortgage's foreclosure sole:ipoteğin kapanmasından önceki satış
mates and bound:sınırlar
material alteration:önemli tahrifat
maturity:vade
most common:sıklıkla
mantioned:ifa
mercal deduction trust:evlilik indirimi
meanwhile:bu arada
movable:makul
maintenance:bakım,nafaka
merit:öz
masses:kitleler
matter:sorun
male fiction:kötü ifa
messy:yığın
misrepresented:yanlış temsil
making a claim:dava açma
maternity leave:doğum izni
merger:birleşme
mark:işaret
multu faith event:çok öneli olaylar
mutually:tamamlama
moored up:demir atma
modified:değiştirilmiş
maize:bozulmuş

7 Mart 2012 Çarşamba

L

left out:artık
iltigation:dava, dava açma, hukuk davası
means:metod
leap out:sıçramak
ledge:dilekçeyi dosyanın içine koymak
libel:onur kıran yazılı iftira
libelant:boşanma davasında davacı
libelee:b.d. davalı
low suit:dava takibi
ligal issue:hukuki mesele
litigent:davacı
local action:konusu belirli bir yerle ilgili, bir yerde bakılması gereken dava
licence:ruhsat
landlord:kiraya veren
lend:ödünç
loan:borç
layout:yerleşim, düzenleme
let:izin
liability:sorumluluk
linked:bağlantı
lien:ihtiyati haciz,hapis
logging:ağaç kesme
looting:yağma
laid:biriktirilmiş
localized:yerelleştirmek,sınırlama
limited real right:sınırlı ayni hak
leaving:bırakarak ayrılma
lapses:suküt,murur etmek
lapsed divise:geçerliliğini yitimiş vasiyetname
lieu:yer mahal
livestock:büyükbaş hayvan
letter of intent:niyet mektubu
load:yükleme
legal counsel:hukuk müşaviri
literary:edebiyat
letter of garantee:teminat mektubu
locusBmahal yer
legal title:kanuni mülkiyet
livelines:yaşamsal
larcony:hırsızlık
limited defense:def'i
legume:bodur
latter to pay:sonraki ödeme
leave:bırakmak,vasiyet
launching:indirme, başlatma, fırlatma
leg:söylemek
lately:en son
legal coust of the case:dava masrafı
ligal cost:mahkeme masrafı
landlord:kiralayan
lease:kira sözleşmesi
laden with slaves:kölelerle yüklemek
lawfull activity:hukuksal faliyet
licensing:ruhsat

K

kept:idame etmek, alıkonulmuş
kept on:devam et
kick off:başlama

J

judge:hakim
judgement:hüküm
justifiable:meşru saikle (savunulabilir)
justification:meşruiyet,gerekçe
joint custody:müşterek velayet
jurisdiction:yargı yetkisi
joint stock companies:anonim şirket
joint enterprise:ortak girişim
joint venture:ortak girişim
justify:yaslanmak,dayandırmak,meşrulaştırmak
judas tree:erguvan ağacı
joining:birleşme, katılma
judical:adli
judical coup d'etat:hukuki darbe
judging:hüküm vermek

28 Şubat 2012 Salı

İ

indorsee:ciranta
indorsment:ciro
installment note:taksitli senet
indicate:belirtme,tanımlama
including:dahil olmak
intreduced:ortaya çıktı
instant case:hazırdaki dava
ivitation:davatiye çağrı
incident.olay,vaka
inference:çıkarsama,sonuç
intendment:karine
inherently:doğuştan, doğal olarak
in such:söz konusu
involved:kuşatmak, ihtiva etmek
increosingly:artan şekilde
insist:ısrar etmek,direnmek
interim injunction:geçici karar, ihtiyati tedbir
injunction:mahkeme kararı, emir, tedbir
interlocutory injunction:ihtiyati tedbir kararı
inter alia:diğerlerine ilaveten
issuing:ı,e
insafficiency:eksik
insufficiency of service of process:usuli işlemin eksikliği
in effect:yürürlülükte
investment:yatırım
into line:çizgisi boyunca
increase:artırma
in any way:her hangi bir yolla
industry and commerce:sanayi ve ticaret
in depted:borçlandı
intestate:vasiyet bırakmadan ölen
instructions:talimatlar
indemnity:tazminat
inducement:sebeb,saik
indictment:iddianame, itham
interior image:iç resim
indemnity:tazminat
introduced:takdim edildi
incorparator:kurucu üye
invoice emaunt:fatura bedeli
independent:ayrı,müstakil
incapable:muktedir değil
independent contractor:bağımsız sözleşme yapan
incest:ensest
intestate:vasiyet
interest:menfaat
in contrast:buna karşı
irreconcilable differance:uzlaşılamaz farklılık
incompatibility:şiddetli geçimsizlik
invasion:istila, akın,tecavüz, saldırı
irritating:rahatsız etmek, tahriş etmek, tahrik
imagnative:hayal gücü kuvvetli,yaratıcı
impressive:etkileyici, duyguları etkileyen
invaluable,çok değerli, paha biçilmez
immediately:hemen derhal
intials:baş harfleri
interfering:müdahil davacı
ignorant:gözü kapalı, cahil
ignore:yok saymak
instructive:öğretici
investigate:soruşturma, inceleme
indispensable:zorunlu, vazgecilmez
initally:ilk bakışta
it says:şu demektir.
it is resolved:karar verildi
it may sign:imzalanmalı
it's hoped that.ümit edilebilir
it self:bizatihi
invention.icap
in spite of:e-rağmen
in a broader sense:daha geniş anlamda
insolvent:aciz
inoppropriate:uygun olmayan
irre vocable:geri alınabilir
irreplaceable:yeri değiştirilemez
incur demages:tazminat vermek
illicity:ilgisizce
instructors:talimat veren
interference:müdahale
in the instant case:bu örnek davada
implies:demek, ifade etmek, murat etmek
impression:etki izlenim
impotency:iktidarsızlık
improver venue:uygun olmayan yer
implementation:uygulanması, yerine getirme
emproved:iyileştirilmiş, düzeltilmiş
impurities:temizlik
implied outhority:zımmi yetki
impedient:engelleme
imprint:baskı
invalited:geçersiz
immediate:şimdiki,hazır
improbable:ihtimal dışı
imposed:dayanır
immigration law:göçmen hukuku
imminent demages:yakın zarar
involve:gerektirmek
incapasity:ehliyetsizlik
indemnification:tazminat
introduction:sunuş, giriş
instances:örnek, dava takibi
instigation:harekete geçmek
infringment:bozma(anlaşma vb.)
incompetent:yetersiz
indicate:belirtmek
instalment:taksit
intimately:yakından
in order:için
instrument:alet
indenture:senet yapmak, sözleşme yapmak
involving:ilgili
it is now:şimdi, iş bu
items:maddeler
invetory:envanter
identification:kimlik,tesbit
include:dahil
including personel:şahsi delil
instestate succestion::kanuni mirasçılık
intercourse:münasebet
infer:çıkarmak
interlocutory decree:ara karar
intent:irade
in admiss able:kabul edimez
inventigation:soruşturma
in admisible:hukuka aykırı
indictment:iddianame
individualizing:bireyselleştirme, özgü kılma
infrastructure:alt yapı
in personal action:şahsi dava
in rem:ayni
injured:mağdur, yaralanmak, zarar görmek
injury:zarar,eza
interested:ilgilenmek
instolments:taksitle ödenme
informal:resmi olmayan
inspection.denetim yoklama
inhibition:ket vurma, yoklama
inhibitor:men etme
inspection:denetim, yoklama
issues:mesele,
is due:parasal değer
issuing shares:hisse çıkarmak
inverse:çevirme

21 Şubat 2012 Salı

H

handle:işlemek, el sürmek
habitually:mutad
handed ever:el ile kullanıma uygun
halt:durdurma, takip
having:haiz
hand over:el değiştirme
hard indeed:gerçekten zor
has to be:olması gerekir
harasment:taciz
haphazadly:rasgele
handicapped:özürlü
habendum clause:ferağ maddesi, cümlesi(temlik)
haus specialty:kendi imalatı
have to prove:ispatlamak zorunda
havewer:buna rağmen
hereby:bu belge ile bu vesile ile, iş burada
heartbalm statutes:ağır manevi tazminat davası
herein:iş burada
herein after:iş burada, aşağıda
heirloom:nesilden nesile geçen
hereditament:miras arsa g.menkul
head scarf:baş örtüsü
hesidant:tereddüt
held that:karar verdi
huge:büyük
holder:hamil
honered:huzur hakkı
holder in due course:police sahibi, ciranta,haklı elinde tutan
holding as:karar vererek
hormonize:uygun

G

goal:gol,amaç,gaye,kale
growing:çıkmak,hazır olmak,büyümek,gelişmek
go over:incelmek,kontrol etmek, gözden geçirmek
gruesome:korkunç, dehşet verici
grant:vermek,kabül etmek,yerine getirmek
guidance:rehberlik,yol gösterme
goods:eşyalar
give size to :e neden olmak
greed:açgözlülük
good faith:iyi niyet
genaral legacy.g.muayyen mal vasiyeti
general pecuniary:legacy:para vasiyeti
good will ticaret yerinin marka değeri
guidelines:kural, yönerge, esaslar
gained:kazandı
grant:hakkın verilmesi,devir
guiding light:fener
grantor:truster:hibe eden, devreden
guardion:vasi
guardion at litem:geçici vasi
guardion ship:vasilik
glory:şaşalı
green house:sera
gaze:gözünü kırpmadan bakmak
graver:ağır
goolword:hedefe doğru
graund:sebeb, dayanılan gerekçe
good defence:haklı savunma
genuine:gerçek,hakiki, orjinal

20 Şubat 2012 Pazartesi

F

formed:sınıf, forma,etiket, biçimlenmiş
forum:mahkeme
for the sake of justice:hakkaniyet uğruna
fragrant:güzel kokulu, ıtır
frustration:engelleme
fraund:hile
fredom of assemly:gösteri yapma hakkı
freedom of speech:ifade hakkı
funeral:cenaze töreni
function:işlev,görev
free exerase clause:din özgürlüğü
framework:çatı, taslak,iskelet
facia sign.cephden görünüş
flousish:gelişmek, büyümek
fraction:parça
fatal:talihsiz
fum:duman
farworse:daha kötü
fashroned:oluşturulmuş
fought:sürüyor
fiercer:hareketli
fear:korku
fullback:tam arka
fragrances:korku
further:daha
fatiqued:yorulmak
fereciously:geçirgen
fishing:yakalama
fundemental error:esaslı hata
furthermore:ayrıca
financel assets:mal varlığı
filan:nihai
filed:şerh edilmiş
fictitiously:muvazalı, uydurma, fiktif
fixturization:sabit
fixing:tesbit etme,takma
filed:dilekçe vermek
first degree murder:asli, kasden ve teamüden öldürme
fillout:doldurmak
fiduciary:bir mülkü yöneten kişi emanet itibari
fixed amount:sabit meblağ
finding:bulgular
fireblace:şömine
filling a claim: dava açma
find a judgement:kanaate varmak
fulgill:ifa etmek
fastened:açılmayacak şekilde bağlanmış
fact:vak'a
fact funder:delil bulan
fair use doctrine:izinli, adil kullanma
foregoing:yukarıda zikredilen,belirtilen
frenzy:çılgınlık
ferrous:iletken, demirli
fees:ücret
felon:cürüm
feticide:fetus öldürme
focusing:odaklanma
founding share holders:kurucu ortaklar
fornication:zina (bekarlar arasında)
fogery:evrakta sahtekarlık
follwing:müteakip eden
fore clause:kapanmadan önceki
franchise:özel şatış hakkı
frame:çerçeve, düzenlemek
fraund i the exeution:icrai hata
freight:navlun, yükleme
frequently:sıklıkla
facilities:vasıta,imkan
fairness:uygun
further:devamla
full covenant deed:g.menkull devir senedi
fund:fonlamak
fall victim:kurban olmak
full indorsement:tam ciro
fassilized:fosil
flooding:sel basması
found:tesis etme, kurma bulunmuş
fornish:mabilya

12 Şubat 2012 Pazar

E

eventually:sonunda, nihayet
either:ikiside, ikisinden biri
every:her herbiri
explain:anlatmak, açıklamak
expectancy:umut,beklenti
enhance:geliştirmek, çoğaltmak
excessiveness:aşırı, fazlalık,dengesizlik
exercising:yerine getirme, icra, ifa
enforce all judgement:ilamların icrası
execution offices:icra dairesi
extinct:nesli tükenme
elderly:yaşlı, daha yaşlı
excuses:bağışlanma,özür
exploit:başarı, yiğitlik, sömürü
envelope:zarf
eager:istekli, hevesli
endurance:sabır
enhanced:fazlalaştırmak, geliştirmek
exhaled:nefes vermek, buhar çıkması
excerpt:iktibas
executor:vasiyetli tenfiz memuru
exposed:açığa vurma, mariz bırakma
executive:idari
express:sarih
except:dışında
exist:mevcut
extartion:gasp
expressed:belirlenmiş, ifade edilmiş
exploring:keşfetme
exclussions under:sorumluluktan kurtaran sebeb altında
extreme and repeated cruelty:tekrar eden fena muamele
excessive:aşkınlık
exclusive jurisdiction:münhasır kaza yetkisi
exempt:muaf
eceting:aşırı, ölçüsüz
expressly:açıkca
existance:varlık, varoluş
eplaiting:sömürerek
establish:kurmak, saptamak,yerleşme
examined:incelenbilmeli
execute:yürütmek
extinction:itfa, bastırma
executıon:imzalamak
extended hour:genişletilmiş zaman
eploring expedition:keşif seferi
establish:ihdas,onay
excution:icra, ifa, idam
expressed:vurgulamak
exciting:heyacan uyandırmak
excitement:heyacan verici
explaitation:sömürü
extrack:seçmek, çıkarmak
expose:açıkta bırakma
exclusive:münhasır
exasperation:kızgınlık, öfke
exlude:dışlama
exception:istisna
expresly or impliedly:açıkca veya zımmen
expected:beklenen
entitled:hakka sahip, ad takmak, yetki vermek
entered into:yürürlüğe girdi
enforced:icra
enjoin:emretme
either party:herhangi bir taraf
effective date:yürürlük tarihi
eventually:en sonunda, nihayet, hali hazırda
enjoyment:tasarruf
emancipated:özgürlük
employment contract:istihdam sözleşmesi
employee:işci
emphasis:yönelim
equal protection:eşit yararlanma
encompassing:kuşatmak
encumbrance:g.menkul mükellefiyeti
efectuate:gerçekleştirmek, icra etmek
ethos:eski
entrepreneurial:girişimcilik
encapsulated:muhafaza etmek, özet
equalizer:erteleme
essential:asıl,esas
engaged:söz vermek, bağlanmak
enforceable:icraya verilebilir
enacted:yasalaştırma
evacuated:boşaltma
evasion:kaçma, kurtulma, bahane
established:kurulu
estimate:hesap
estate:tereke
establishing:meydana getirme
enter judgement:hüküm kuran
events:etkinlik
emerged:ortaya çıktı
easement:irtifak hakkı
earlier:daha önce
evidently:kaçınılmaz
emacipated:serbest bırakma, özgürleştirme
empower:yetkilendirme
entrenched:birleştirmek
embezlement:zimmet, suistimal:
evacuated:boşaltma
eleesmosnary corparation:hayır kurumu
exterior:dış, harici
exetensive:yaygın
exposure:açma, teşhir
explosive:patlayıcı
expenses:harcama
extent:kapsam
expulsion:çıkarma
excusable homicide:meşru saikle öldürme
extremely:fazlasıyla
expresly:kasten, açıkca
exercising:uygulamasından
explicity:açıkca
expired:bitiş, günü geçmiş

7 Şubat 2012 Salı

3 Şubat 2012 Cuma

D

device:aygıt, alet, plan, yöntem
diligence.özenle ve sebat ederek çalışma
defendant:davalı
despite:e-rağmen
despise:hor görme
defer:red
disputes:anlaşmazlık
delicate:hassas, kırılgan
definitely:kesinlikle,tamamen
disapperance:kaybolma, gözden kaybolma
densely:yoğun nüfuslu
devastating,çok çekici,müthiş,mahvedici
decades:onlu grup
destination:varış,hedef
dull:kalın kafalı, donuk
drawer:çekmece
drifted:sürüklemek, geminin sürüklenmesi
distant:uzak, ilgisiz
delicately:incelikli
deteriated:gerilmek,bozulmak
decline:reddetme
distinquished:seçkin,tefrik etme
deaf:sağır, kulak asmayan
durable:dayanıklı
deal:anlaşma, sözleşme
dates with other man:randevulaşarak çıkma
dawn paid:peşin ödeme
date due:ödeme tarihi
draft survey report:mal muayene raporu
disloyalty:vefasızlık
declines:azalmak
decreed.hüküm verildi
desertion:terk
discretion:takdir, ihtiyat
decree:aksi kanıtlanmassa yürürlüğü giren boşanma ilamı
domicile:daimi ikamet
denying:zina
determine:karar vermek, belirleme
dealing:iş dağıtma
definition:vuzuh, açıklık
de duct:çıkarmak, bildirmek
demurrer:ilk itiraz
defective summons: eksik tebligat
defect:eksiklik
defensive pleading:savunma layihası
defeated:bozguncu, yenilgi
dully:tam
durres:ikrah
duelling:karşılaşma
duration:süre, mühlet
due to:sebebi ile
due time after:tam zamanında
due processlow:normal kanun yolu
due:ödeme
during:boyunca
duty:görev, gümrük
disclosure:ifşa
down to size:kapatma
dominion:etkisi altında
doner:veren
drought:kuraklık
droqer:keşideci
divided custody:bölünmüş velayet
differs:ayrılmak
divorce proceeding:boşanma prosedürü
discretion:takdiri
dismissal:red
dismissal with prejudice:kesin red
dire:hassa, korkunç
de jure:hukuki
disposed:elden çıkarılmış
districh:bölge
disobey:uymaması
divident:temettü
dissolution:fesih
differing right for ordinory share holders:ayrı
distinct:ayrı, açık
donation:hibe, bağış
don't confuse:karıştırma
doupt:şüphe
domestic bill:keşide edildiği ülkede ödenecek senet
domestic exchange:memleket içi takas
due:muaccel
dean:dekan, başrahip
depend:bağlı
defend the claim davanın reddi
debated:müzakere
date of puplication:yayın tarihi
discriminate:ayrım
dispute:iddia
dread:korkunç
draft:poliçe
default unless:yapmadıkça
defensive:savunma
defarestation:ormansızlaştırma
depriying:mahrum bırakma
deem:farzetmek,tasavvur
demonsrative legacy:bir yerden ödenmesi vasiyet edilen
devised:vasiyetle g.menkul bırakma
defined:tanımlı
desirous:arzu eder
development schedule:gelişme şeması
dealing:iştigal konuları
declaration:açıklama
deputiy:yardımcı
deducted:düşürülecek, mahsub
debited:borç kaydı,hanesine yazma
decker:güverte
demurrage:bekleme süresi, süresterya
decree of the goverment:kararname
destined:yöneltilmiş
depriving:mahrum bırakma
derivation:çıkma
determanition:mahkeme kararı,yetki
deed of bargain and sole:g.menkulun satış senedi
defenses:def-i, savunma
demand:talep
default:temerrüd
draft:taslak
demand note:talep üzerine-ibrazında ödenecek
deal:anlaşma,miktar, ek alacak
designated:belirlenmiş, saptanmış
disputes:ihtilaf
distunquished:seçkin, ayrışmak
disfgure:çehreyi bozma
dispositive:sonucu belileyecek olan
dismissal:beraat,azil, çıkarma
discreation:takdir,ihtilaf,uygun
discontinuance of publication:yayının devam etmesi
disseised:işgal
disputed:tartışılan
directions:talimatname
deals:münasebet
disposed:elden çıkarılacak
distribution:dağıtım
disregarded:dikkate almamak
distracted:saptırıldı
decreed:ilam
debate:tartışma
dexterity:ustalık, hüner
deter:caydırmak, yıldırmak
deduction:genelden özde sonuç çıkarma
denied:mahrum, imtina
definetely:kesinlikle
determinant:tayin edici
dispute:ihtilaf
dismissed:red
divisional:bölge
detain:göz altı
delivery:teslim
disappointing:hayal kırıklığına uğratma
dense:sık, yoğun